Dil,insanlar arasında iletişimi sağlayan bir araçtır.''
Bu bildik cümleyle yapılır dilin tanımı,sonra özelliklerine değinilir:”Dil,canlı bir varlıktır.Zamanla gelişir,yenilenir.”Bu cümleyle de dilin en önemli ve en bilinen özelliğine değinilmiştir ve “dil” kavramı yalnızca bu iki cümleyle özetlenmiş,öğrenilmiştir bile…Öyle mi? Dil,yalnızca bir iletişim aracı değildir.Bireylerin hem kişisel,hem de ulusal kimliklerini açığa vuran,toplumdaki bireyler arasında birliği ve bütünlüğü sağlayan en önemli unsurdur. Faruk K.Timurtaş, Diller ve Türkçemiz (1996:89) adlı eserinde dil hakkında şunları demiştir: Dil,milli kültürün de millet ve milletin de temel unsurudur…Dil,millî birliği-beraberliği ve bütünlüğü sağlayan en mühim unsur olduğu için,üzerine titrenilmesi gereken bir sosyal müessesedir. Bir millet için bu denli önemli yere sahip olan dile;millet,birliğini ve bütünlüğünü korumak adına sahip çıkmalı ve dilini geliştirmeli,yabancı etkilerden ve yozlaşmadan korumalıdır. Anadilimiz Türkçe’ye baktığımızda yeryüzünün en geniş coğrafya alanında konuşulan,en eski,zengin bir dil olduğunu görmekteyiz. En eski dillerden biridir,çünkü bugünkü pek çok dil yokken,Türkçe vardı.En geniş coğrafya alanında konuşulan bir dildir,1980′lerin ortalarında UNESCO’nun hazırladığı raporda,Türkçe’nin konuşan insan sayısı bakımından dünyada beşinci sırada olduğu belirtilmiştir.Bugün,12 milyon kilometrekarelik bir alanda Türk dili,tüm lehçeleriyle konuşma ve yazı dili olarak kullanılmaktadır.Türkiye Türkçesi’ni ele aldığımızda ise günümüzdeki pek çok soruna karşın,bir kültür,edebiyat,bilim ve sanat dili olduğunu görebiliriz. Türkiye sınırları içinde kullandığımız Türkiye Türkçesi,günümüzde yaşanan sorunlara rağmen gelişmiş bir dil olarak tanımlanmaktadır. Türk Dil Kurumu’ndan yapılan son açıklamaya göre,1945′te çıkarılan sözlükte 20.000 kelime varken,1998′de çıkarılan sözlükte 75.000, 2005 yılında çıkarılan sözlükte 75.000′den fazla sözcük olduğu görülmektedir. Dilimiz,gerek akrabalık,gerek renk adları ve diğer kavramlar bakımından zengin bir dildir,köklü ve zengin bir söz varlığına sahiptir. Dilimizin günümüzdeki kullanımına baktığımızda ise bu özelliklerinden toplum olarak yararlanamadığımızı görmekteyiz. Bugün Türkçe,bir yandan geliştirilmeye çalışılırken,bir diğer yandan yanlış kullanımlayabancı sözcüklerin dile sokulması ve benzeri sorunları içinde barındıran “yozlaşma” dediğimiz tehlikeyle karşı karşıya kalmaktadır. Yaşanan dil sorunlarından en önemlileri ve en tehlikelileri,yabancı sözcüklerin dilimize girip yerleşmesi ve dilimizin mantığına uygun ve doğru bir şekilde kullanılmıyor olmasıdır. Türkçemizin sistematik bir şekilde yozlaştırılması beni son derece endişelendiriyor. Güncel
Toplum bilimi profesörü olarak bilinen Emre Kongar, yozlaşan medya ve yozlaşan türkçe kitabında basın-yayından ve basın-yayının Türkçe üzerindeki etkilerinden bahsetmiş. Televizyonlarda ve gazetelerde yapılan yaygın Türkçe yanlışları, öz Türkçe ve Arapça kökenli sözcüklerin kullanılış ve sesletim hataları, basın-yayın ile siyaset arasında kurulan ve demokrasimizi tehdit eden kirli ilişkiler ve basın-yayın dünyamızdan ilginç portreler kitapta bahsedilen konuların başlıcaları. Prof. Emre Kongar bu kitabında, hem güzel dilimizin hem de basın-yayınımızın nasıl yozlaştığını anlatıyor ve bu yozlaşmalardan nasıl kurtulabileceğimize ilişkin görüşlerini açıklıyor.
Atatürk’ün 1930 yılında söylediği şu söz rehber olmalıdır bizlere;
“Milli his ile dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir.Dilin milli ve zengin olması,milli hissin inkişafında başlıca müessirdir.Türk dili,dillerin en zenginlerindendir,yeter ki bu dil şuurla işlensin…Ülkesini,yüksek istiklalini korumasını bilen Türk milleti,dilini de yabancı diller boyunduruğundab kurtarılmalıdır.
Atatürk’ün 1930 yılında söylediği şu söz rehber olmalıdır bizlere;
“Milli his ile dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir.Dilin milli ve zengin olması,milli hissin inkişafında başlıca müessirdir.Türk dili,dillerin en zenginlerindendir,yeter ki bu dil şuurla işlensin…Ülkesini,yüksek istiklalini korumasını bilen Türk milleti,dilini de yabancı diller boyunduruğundab kurtarılmalıdır.
KAYNAKÇA:
- Emre KONGAR , Türk Toplumbilimcileri I, Remzi Kitabevi, İstanbul, 1996. (3.basım).
- Yozlaşan Medya ve Yozlaşan Türkçe, Remzi Kitabevi, İstanbul, 2003
- http://www.turkcemiz.net/yozlasan-medya-ve-yozlasan-turkce-t1810.html
- İMER Çetin, Yozlaşan Türkçe ve Düşünce Üzerine Makalesi, 2010